D­H­A­ ­İ­S­T­A­N­B­U­L­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­-­ ­2­ ­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

D­H­A­ ­İ­S­T­A­N­B­U­L­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­-­ ­2­ ­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­   (havadan görüntülerle)  1- ARNAVUTKÖY'DE HASAR GÖREN MİNARENİN YIKIMINA BAŞLANDI  Haber-Kamera: Alper KORKMAZ - Serdal ALTINTEPE - Taylan ERGÜN - İstanbul DHA İstanbul'da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından Arnavutköy'de hasar gören minarenin yıkımına başlandı.

(havadan görüntülerle)
1- ARNAVUTKÖY'DE HASAR GÖREN MİNARENİN YIKIMINA BAŞLANDI

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ - Serdal ALTINTEPE - Taylan ERGÜN - İstanbul DHA
İstanbul'da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından Arnavutköy'de hasar gören minarenin yıkımına başlandı.
Geçtiğimiz perşembe günü meydana gelen depremde, İsmail Kocatürk Camii'nin minaresinde hasar oluştu. Minarenin yıkımı için bu sabah vinçler getirildi. Minare, parçalar halinde sökülerek vinç yardımıyla yere indirilecek. Çalışmanın iki gün süreceği belirtiliyor.
Yıkılan minarenin yerine yenisinin yapılacağı öğrenildi.

Görüntü Dökümü:
---------
-Ekiplerin çalışması
-Minarenin havadan görüntüleri

03.10.2019 - 08.55- Haber Kodu : 191003016
03.10.2019 - 10.01 - Haber Kodu : 191003029

========================

2- SARIYER'DE AKARYAKIT İSTASYONUNDA SON BULAN SİLAHLI YOL VERME KAVGASI KAMERADA

Çağatay KENARLI İSTANBUL, (DHA)
Sarıyer'de TEM Otoyolu'nda başlayan yol verme kavgası bir akaryakıt istasyonunda silahlı kavgaya dönüştü. 5 kişinin yaralandığı kavgada 6 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin benzin istasyonundaki silahlı kavgaları güvenlik kameralarına yansıdı.
Olay, Seyrantepe TEM Otoyolu Sarıyer sapağında 24 Eylül'de meydana geldi. İki araç sürücüsü yol verme tartışması sebebiyle trafikte kavga etmeye başladı. Sürücüler daha sonra araçlarını birbiri üzerine sürerek yol kavgasını bir akaryakıt istasyonuna kadar sürdürdü. Akaryakıt istasyonunda meydana gelen silahlı kavgada 5 kişi yaralandı. Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri yaptığı çalışmalarda silahlı kavgaya karıştığını belirlediği Ersin V.(27), İsmail A.(23), Murat Cihan A.(20), Ali Rıza A.(24), Murat Gül A.(27) ve İpek A.(22) yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerden İsmail A. ve Murat Cihan A.'nın üst aramalarında silahlı kavgada kullanılan 2 tabanca ele geçirildi.
Gözaltına alınan şüphelilerden İpek A. emniyetteki işlemlerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. 'Ruhsatsız silah' ve 'Kasten Yaralama' suçlarından işlem yapılan 5 şüpheli 25 Eylül'de adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden İsmail A., Murat Cihan A. ve Murat Gül A. çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, Ersin V. ve Ali Rıza A. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Şüphelilerin bir akaryakıt istasyonu içerisinde ki silahlı kavgaları istasyonun güvenlik kamera görüntülerine yansıdı.

Görüntü Dökümü
------------
(Güvenlik kamerası)
-Şüphelilerin akaryakıt istasyonunda ki kavgası
-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi
-Genel ve detaylar

3- TARIK ÜNLÜOĞLU İÇİN TÖREN DÜZENLENDİ (1)

Haber-Kamera: Semih ÇALIŞKAN/Harun UYANIK/İSTANBUL,(DHA)
Usta oyuncu Tarık Ünlüoğlu bugün son yolculuğuna uğurlanıyor. Geçtiğimiz ay akciğerinde meydana gelen problem nedeniyle hastaneye kaldırılan Tarık Ünlüoğlu 1 Ekim'de hayatını kaybetmişti. Ölümü ile sanat dünyasını yasa boğan ünlü oyuncu için Mecidiyeköy Büyük Sahne - Artı Sahne'de anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Ünlüoğlu'nun sanatçı arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Tarık Ünlüoğlu'nun Türk Bayrağı'na sarılı tabutu törenin ardından Levent Camii'ne götürüldü.

Görüntü dökümü:
------------------
-Törenden detaylar
-Yapılan konuşmaları
-Taziyeler
-Tabutun götürülmesi

4- (ÖZEL) - İSTANBUL'UN ÇIKIŞI OLMAYAN YANGIN MERDİVENLERİ

- İBB eski İtfaiye Daire Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç,

"Açıktaki yangın merdivenlerinin yüzde 80'ni kullanılamaz"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Harun UYANIK / İstanbul DHA - YANGIN anında binada bulunanların güvenli bir şekilde tahliye edilmesi için kullanılması gereken yangın merdivenleri ya kilitli tutuluyor, ya kullanılamaz halde ya da klima motorlarının konulduğu bir alan oluyor. Yangın merdivenleri, 20 metrenin üzerinde yani ortalama 7 katlı ve üzeri binalarda ve en az 2 katlı olan iş yerlerinde zorunlu. Ancak binaların dışında bulunan yangın merdivenlerinin giriş ve çıkışları hırsızlığa karşı kilitli tutuluyor. Ayrıca bu merdivenler, hava olaylarının etkisiyle paslanmış ve çürümüş durumda.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) eski İtfaiye Daire Başkanı ve Türkiye Yangından Korunma Vakfı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç ise "Açıktaki merdivenlerin yüzde 80'nin ciddi bir şekilde kullanılamayacağını rahatlıkla söyleyebilirimö diyor.

"AÇIKTAKİ MERDİVENLERİN YÜZDE 80'Nİ CİDDİ BİR ŞEKİLDE KULLANILAMAZö
Demirören Haber Ajansı'na (DHA) yangın merdivenlerinin doğru kullanımı konusunda açıklamalarda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski İtfaiye Daire Başkanı ve Türkiye Yangından Korunma Vakfı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, şunları söyledi:
"Özellikle açık merdivenlerin, yapısal eksiklikleri ve kullanım hataları oluyor. Yapısal olarak baktığımızda birincisi; çok dar merdivenler oluyorlar, çelik merdivenler olduğu için zaman içerisinde korozyona uğruyor, çürüyor ve bir insanı taşıyamayacak hale geliyor. Çıkış noktası tamamen kapatılan merdivenler oluyor. Kapıları da duman sızdırmaz olmuyor. Ülkemizde en çok rastlanılan da pencereden merdivene geçilmesi. Aşağıda bir yangın olduğu zaman o merdiven kullanılamaz. Kullanım hataları değimiz ise, merdivenin kapılarının hırsızlığa karşı kilitli tutulması. İçeriden birisinin çıkmaması veya dışarıdan birisinin içeri girmemesi en başta gelen sebeplerden. Kullanımı sırasında bakımı yapılmıyor. Bazı dış merdivenlere klimaların motorları konuluyor. Bazıları birinci katta bitiyor, aşağıya kadar inmiyor. Bir çoğu da aşağıya kadar iniyor ve en altta asma kilit ile kilitleniyor. Yangın sırasında özellikle gece saatlerinde olduğu zaman kullanmak mümkün olmuyor. En önemli konulardan birisi ise; iç kısımdaki merdivenlerin özellikle de iş yerlerinde kullanılan merdivenlerin kilitli olması, dışarıdan gelen itfaiyecinin, kurtarıcının oraya ulaşamaması ve yardım edememesi. Uluslararası standartlara göre açıktaki merdivenlerin 20 metre yani 7 kat üzerinde olması gerekiyor. Yükseklik korkusu, hastaların, çocukların, yaşlıların kullanmaması söz konusu. Açıktaki merdivenlerin yüzde 80'nin ciddi bir şekilde kullanılamayacağını rahatlıkla söyleyebilirimö dedi.

YANGIN MERDİVENİ ÖLÜ YATIRIM OLARAK GÖRÜLÜYOR
Prof. Dr. Kılıç, şöyle devam etti:
"Yangın güvenliğini sadece denetimle, zorlamayla aldırmak mümkün değil. Bu eğitim olayıdır, zihniyet olayıdır. Öncelikle 'bir şey olmaz' mantığıyla hareket etmemek gerekir. Her zaman için her an yangının çıkabileceğini düşünerek eğitim verilmesi lazım. Gelişmiş ülkelerde çocuklar eğitilir. Yangınla ilgili konular merdiven de dahil ölü yatırım olarak görülür. Görevde bulunduğum sırada kiralık yangın merdivenleri gördüm. İtfaiye kontrole geleceği zaman getirilip konup, sonra başka binaya taşındığını gördüm. Bu da anlayış meselesi, zihniyet ve eğitim olayı. Hem ölü yatırım olarak görülmesi, hem 'bir şey olmaz' mantığıyla hareket edilmesi, bir taraftan da bilgisizlikten kaynaklanıyor. Aslında yangın konusunu, bu gibi tehlikelerden nasıl korunulacağı insana verilen değer arttıkça artıyor. Bunun için de küçük yaştan itibaren çocukların eğitilmesi, yangın nasıl önleneceği ve insana verilen değerin öneminin anlatılması gerekiyorö şeklinde konuştu.

"YANGIN DURUMUNDA YA ACİLEN KAÇMAYA ÇALIŞIRIM YA DA CAMDAN AŞAĞIYA ATLARIMö
Vatandaşlar ise yangın merdivenin öneminin farkında. Hacıbey Kayan, yaşadığı binada yangın merdiveni bulunduğu belirterek, "Kilitli ama yangın anında basınca açılıyorö dedi.
Emirhan Apaydın ise, "Maalesef yangın merdivenimiz açık değil. Aslında birçok binada açık değil. Ani bir durumda nasıl açılacağını da bilmiyoruz, herhangi bir eğitim de vermediler. Yangın durumunda ya acilen kaçmaya çalışırım ya da camdan aşağıya atlarım. Diğer türlü bir ihtimal yokö diye konuştu. Binasında yangın merdiveni bulunmadığını belirten bir kadın ise, "Çok eski binalar, çok kötüö dedi. Yurdagül Çetinkaya ise binalarının çok dar olduğunu, alt yapıda yangın merdiveni olması gerektiğini belirtti.

Görüntü Dökümü:
--------------------
- Kılıç ile röportaj
- Yangın merdivenlerinden görüntü
- Muhabir anonsu
- Klima motoru konulan yangın merdivenleri
- Muhabir anonsu
- Vatandaşlarla röportaj
- Detaylar

03.10.2019 - 11.44 - Haber Kodu : 191003071

=================
5- (ÖZEL) - SINIFTA KALAN 7 ÖĞRENCİ OKULU MAHKEMEYE VERDİ

Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 2. sınıfında okuyan 7 öğrenci, tek dersten sınıfta kalıp 3. sınıfa geçemeyince okulu mahkemeye verdi.
Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 2. sınıfında okuyan 7 öğrenci, Endodonti dersinden kalınca bir üs sınıfa geçemediler. Tek dersten kaldıkları için okulu bir yıl uzatan öğrenciler, önce rektörlüğe başvurdular. Öğrenciler adına Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'ne dilekçe sunan Avukat Orkun Burak Uğurlu, öğrencilerin kaldıkları ders olan Endodonti dersinin 2018-2019 eğitim öğretim yılına ait müfredatta yıllık olarak Türkçe anlatımlı ders göründüğünü, ara tatile kadar bu dersin Türkçe olarak okutulduğunu hatırlattı.

SENE ORTASINDA DERS İNGİLİZCEYE ÇEVRİLDİ
Şubat ayında başlayan ikinci dönemde bu dersin öğrencilere İngilizce anlatımlı ders olarak okutulmaya başlandığını hatırlatan Avukat Uğurlu, "Öğrenciler ilk dönem yapılan vize sınavına Türkçe girdiler. İkinci dönem yapılan ikinci vizeye ve final sınavına ise Türkçe-İngilizce olarak sorulan karma sorularla girmişlerdir" dedi.

REKTÖRLÜK TALEPLERİNİ REDDETTİ
Bu dersin, ders yılı başında Ders Kayıt Sistemi'nde Türkçe okutulan ders olarak göründüğünü hatırlatan Avukat Uğurlu, müvekkillerinin bütünlemede de başarısız olarak sınıfta kaldıklarını, İngilizce yapılan bütünleme sınavının iptal edilerek Türkçe yapılmasını talep etti.
Bu talebi rektörlük tarafından reddedilen Avukat Uğurlu, bu kez Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

İNGİLİZCE YAPILAN SINAVIN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMESİ DAVASI
Dilekçesinde, İngilizce yapılan bütünleme sınavının iptali için yaptıkları başvurunun Marmara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından reddedilmesi üzerine bu davayı açtıklarını belirten Avukat Uğurlu, müvekkillerinin kaldıkları bu tek ders nedeniyle bir üst sınıfa geçemediklerini kaydetti.
Avukat Uğurlu, "Dönem başında Türkçe olan dersin dönem ortasında belirlenmiş kayıt dışında İngilizceye çevrilmesi idari işlemlerde şekil unsurunu ihlal etmektedir. Normalde yer alan şekil şartını yerine getirmeyen işlem tabi olarak butlandır (yok hükmünde). Kamu yararı sağlamayan ve bireylerin zararına olacak her işlem hukuka aykırılık teşkil edecektir. Olayımızda yönergenin ve yönetmeliğin idarece doğru uygulanmaması ve denetlenmemesi dolayısıyla açık kamu yararı yani amaç unsuru ihlal edilmektedir" dedi.
Avukat Uğurlu, Marmara Üniversitesi Senatosu'nun kararı ile Diş Hekimliği Fakültesi 2. sınıfında Türkçe olarak okutulan Endodonti dersinin dönem ortasında İngilizce okutulmaya başlanmasının, ilk vizenin Türkçe, ikinci vize, final ve bütünlemenin Türkçe-İngilizce olarak sorulan karma sorularla yapılmasının idari işlemlerde belirlilik ve açıklık ilkesini bozduğunu savundu.

İNGİLİZCE SORULARIN GERİ ALINARAK TÜRKÇE SORULARLA SINAVIN YENİLENMESİNİ İSTEDİ
Avukat Uğurlu, rektörlüğün bütünleme sınavının iptali için yaptığı başvuruyu reddettiğini hatırlatarak, müvekkillerinin üçüncü sınıftan ders alabilmeleri için 2019 yazında yapılan Endodonti dersinin bütünleme sınavının yürürlüğünün yargılama sonuna kadar durdurulmasına, bütünleme sınavının İngilizce sorularının geri alma işlemi ile ortadan kaldırılarak sınava giren öğrencilerin değerlendirilmesinin Türkçe sorular üzerinden yapılmasına karar verilmesini istedi.

REKTÖRLÜĞÜN RED KARARININ İPTALİNİ İSTEDİ
Avukat Uğurlu, sınavın Türkçe sorularla yenilenmesi isteminin uygun görülmemesi halinde de bütünleme sınavının tamamen iptal edilerek sınavın Türkçe dili üzerinden yapılmasına ilişkin talebini reddeden Marmara Üniversitesi Rektörlüğü kararının iptaline, müvekkillerinin kaldığı Endodonti dersinin bütünleme sınavının yürürlülüğünün yargılama sonuna kadar durdurulmasına karar verilmesini istedi.

"MAHKEMEDEN YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI BEKLİYORUZ"
Davaya ilişkin olarak DHA'ya konuşan Avukat Orkun Burak Uğurlu, "Bu davanın sebebi dersin dönem ortasında dil değişikliği ile İngilizceye çevrilmesi. Üniversitenin kendi yönergesinde dersin Türkçe olduğu belli iken, yapılan bir değişiklikle dönem ortasında İngilizceye çevrilmiştir. Burada hukuka aykırılık; yönerge içerisinde bu değişikliğin ancak yeni kayıt olan birinci sınıflara uygulanacağına ilişkin bir hüküm düzenlemesi varken yapılmış olmasıydı" dedi.
Müvekkillerinin dönem ortasında yapılan dil değişikliği ile derste başarısız olduklarını hatırlatan Avukat Uğurlu, "Karma bir dil şeklinde sınav yapılmış. Hem Türkçe hem de İngilizce sınav yapılmış ve öğrenciler başarısız olmuşlar. Çünkü Türkçe olması gereken ve buna göre anlatılması gereken bir ders İngilizce anlatılmış ve yabancı terimler girerek öğrencileri zorlamıştır. Biz de yönergeye aykırılık olduğu, bu dersin tümüyle Türkçe görülmesi gerektiği, sınavlara Türkçe girmesi gerektiğinden bahisle öncelikle idareden bütünleme sınavını geri almayla durdurmasını istedik. Talebimiz gerekçe gösterilmeden reddedildi. Biz de yürütmenin durdurulması istemli bir dava açtık. Bu noktada mahkemeden yürütmenin durdurulması kararını bekliyoruz. İngilizce soruların geri alınması işlemiyle ortadan kaldırılmasını, bu mümkün değilse sınavın tümüyle iptal edilerek yeniden bir sınavın yapılmasını talep ediyoruz. Yürütmenin durdurulması kararının çıkmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Görüntü dökümü:
------------------------
-Avukat Orkun Burak Uğurlu ile kısa röportaj
-Marmara Üniversitesi arşiv görüntüleri

(Havadan görüntülerle)
6- ŞİLE'DE KARAYA OTURAN "NATALİA" HER GEÇEN GÜN BATIYOR

Ali AKSOYER/İSTANBUL, (DHA) ŞİLE Sahilköy açıklarında şiddetli fırtına nedeniyle yaklaşık 10 ay önce karaya oturan Komor adaları bandralı Natalia adlı kargo gemisi kaderine terk edildi. Kazanın ardından başlatılan çalışmalarda gemideki yakıt boşaltılmış ardından geminin su altındaki bölümünün hasarının tespiti için dalgıçlar tarafından çalışma yapılmıştı. Çalışmaların sonucunda bir daha yüzemeyeceği tespit edilen Natalia adlı gemi büyük bölümü parçalanmış halde bekliyor.

GEMİ KARAYA OTURMUŞ 16 PERSONEL KURTARILMIŞTI
Şile açıklarında 19 Aralık 2018'de, Natalia adlı kuru yük gemisi 04.30 sıralarında yardım çağrısında bulunmuştu. Şiddetli fırtına nedeniyle kıyıya doğru sürüklenen gemi, sabah saat 09.00 sıralarında Karaburun mevkiinde karaya oturmuştu. Gemide bulunan 16 personel Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü ekiplerce kurtarılmıştı.
O tarihten bu yana karaya oturduğu yerde bulunan Natalia adlı kargo gemisini kurtarmak için bir süre çalışmalar yürütüldü. Gemideki yakıtın boşaltılmasının ardından dalgıçlar tarafından geminin su altında kalan kısımlarında detaylı inceleme yapıldı. Çalışmalar sonucu Natalia adlı kuru yük gemisinin omurgasında büyük hasar meydana geldiği ve bir daha yüzdürülemeyeceği tespit edildi.

ENKAZ KADERİNE TERK EDİLDİ
Bu gelişme üzerine geminin çevresindeki çalışmalara son verilirken, enkaz da kaderine terk edildi. Geminin üzerindeki elektronik cihazlar ve kullanılabilecek parçalar söküldü. Geminin büyük bölümünün su aldığı görülürken, kaptan köşkü ve kamaraların bulunduğu alanın da büyük bölümünün parçalandığı görüldü. Gemi enkazının son hali havadan da görüntülendi.

Görüntü Dökümü:
-Geminin havadan çekilen görüntüleri

7- KADIKÖY'DE TURİSTLERİ DOLANDIRAN SAHTE POLİSLER KAMERADA

Buse PEHLİVAN/İSTANBUL(DHA)
İstanbul'da kendilerini polis olarak tanıtıp sözde kontrol için durdurdukları turistlerin değerli eşyalarını çalan iki şüpheli yakalandı. Şüphelilerin bir turiste sahte kimlik gösterip, araçlarına bindirmeleri kameralara yansıdı.
Polis ekipleri Kadıköy ve Ataşehir'de kendilerini polis olarak tanıtan iki şüphelinin, sahte kimlik göstererek, turistlerin üzerlerini arama bahanesiyle kiraladıkları araca bindirerek değerli eşyalarını gasp ettikleri ardından seyir halindeki araçlarından turistleri attıkları bilgisine ulaştı.

GASP ETTİKTEN SONRA SEYİR HALİNDEKİ ARAÇLARINDAN ATMIŞLAR
Şüphelilerin bu yöntemle 31 Temmuz tarihinde Kadıköy'de Türkmen vatandaşı J.G (22) arama bahanesiyle araçlarına bindirerek üzerindeki altın kolye, cep telefonu, cüzdan gasp ettikleri öğrenildi. Şüphelilerin gasp ettikleri turisti seyir halindeki araçlarından 200 metre ilerde attıkları belirtildi.
Mağdur Türkmen uyruklu J.G şüpheliler tarafından gasp edilerek, seyir halindeki otomobilden atıldığı ardından başka bir otomobilin üzerinden geçtiği öğrenildi. Gasp edilen mağdur J.G' nin özel bir hastanede yoğun bakımda bir gün yattığı tedavisinin ardından taburcu edildiği belirtildi.

POLİS 2 BİN OTOMOBİLİ İNCELEDİ
Asayiş Şube Müdürlüğü Yan Kesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri yaptıkları incelemede 5 olaydaki şüphelilerin de aynı olduğunu tespit etti. Yapılan incelemede şüphelilerin kullandığı otomobillerin plakalarının yapışkanlı harflerle değiştirildiği belirlendi. Polis ekipleri değiştirilen plakaları bulabilmek için 10 gün süren çalışmada yaklaşık 2 bin otomobili inceledi. Sonunda şüphelilerin kullandığı aracın plakası tespit edildi. Polis kiralık otomobillerin izini sürerek şüphelileri 1 Ekim Salı günü Ümraniye'de yakalandı.

TUTUKLANDILAR
Şubeye getirilen Berkant İ.(23) ve Yusuf Şinasi U.(23) soruşturmasında yağma, gasp, oto hırsızlık suçlarından 7 adet suç kayıtları olduğu öğrenildi. İki şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından Anadolu Adliyesine sevk edildi. Şüpheliler tutuklanarak cezaevine gönderildi.

TURİSTİN DOLANDIRILMA ANI GÜVENLİK KAMERALARINA YANSIDI
Kadıköy'de şüphelilerin araç içinde oturarak gözlerine kestirdikleri turisti yanlarına çağırarak, polis kimliği göstererek araçlarının arka koltuğuna bindirdiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

Görüntü Dökümü
-Şüphelilerin turiste kimlik göstererek araçlarının arkasına bindirmesi anı
-Şüphelilerin Şube çıkışı

8- ESENYURT'TA ESKİ EŞİNİ ÖLDÜRDÜĞÜ İDDİA EDİLEN SANIK VE OĞLU HAKİM KARŞISINDA

Haber: Ruken KADIOĞLU/ İstanbul, DHA
Esenyurt'ta 2018 yılında kaybolduktan sonra hurda bir minibüsün içinde öldürülmüş halde bulunan Nazmiye Oruçoğlu'nu (46) öldürdükleri iddiasıyla eski eşi Yüksel Yağcı (50) ve oğlunun da aralarında bulunduğu üç sanık hakim karşısına çıktı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanık Yüksel Yağcı getirildi. Tutuksuz sanıklar İbrahim Serhat Yağcı ve Erhan Çetinkaya da avukatlarıyla duruşmaya katıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da şikayetçi olarak duruşmada hazır bulundu.

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ
Sanık Yüksel Yağcı savunmasında, "Nazmiye ile 2007 yılında ayrıldık. Ortak hisseli evimiz vardı. 2014 yılında oğlumuza vermek üzere ıslak imzalı senet imzaladık. Nazmiye evi vermek istemedi, aramızda sözlü münakaşa çıktı. En sonunda ev için verdiğim parayı geri vermeye ikna oldu. 'Nakit param yok, ıslak imzalı senet yapalım' dedi. 6 Eylül günü arkadaşım Erhan'ın aracı olduğu için onunla birlikte senet işlemlerini halletmek için çıktık. Senet işlemleri uzayınca Nazmiye sürekli 'Bu iş ne zaman biter?' diye sordu. Saat dört gibi, 'Çok önemli bir işim var yetişmeyecek gitmem lazım' dedi ve araçtan indi. Daha sonra oğlum Serhat sonra beni aradı, annesine ulaşamadıklarını söyledi. Birkaç gün boyunca aradık, komşulara sorduk. Gören kimse yoktu. Oğlum polise ifade verdi, kayıp başvurusu yaptık. Köye gittim, oğlum aradı. Bir kadın cesedi bulunmuş, bulunan cesedin annesi olduğunu söyledi. Ben üzerime atılı suçu kabul etmiyorum" dedi.

"ANNEMİN ÖLDÜRÜLMESİ SEBEBİ MALVARLIĞI OLABİLİR "
Sanıklardan İbrahim Serhat Yağcı ise, "6 Eylül günü anneme ulaşamayınca polis çağırdık. Kayıp başvurusunda bulunduk. Teyzeme haber verdik. Teyzem, Müge Anlı'nın programına katılmak için iletişime geçti. Daha sonrasında beni aradılar annemin öldüğünü söylediler. Annemin öldürülmesindeki sebebin, hırsızlık, malvarlığı gibi şeyler olduğunu düşünüyorum. Babamın telefonu olay zamanı borçtan dolayı kapalıydı. Babamı arayamadığım için olay günü Erhan abiyi aradım" dedi. Sanıklardan Erhan Çetinkaya ise, Nazmiye Oruçoğlu'nu hayatında iki kez gördüğünü söyleyerek suçlamaları reddetti.

ESKİ EŞ KATILMA TALEBİNDE BULUNDU
Davaya Nazmiye Oruçoğlu'nun eski eşi Atay Tufan da katılma talebinde bulunarak, Yüksel Yağcı'dan şüphelendiğini belirtti.

TUTUKLULUK DEVAM
Mahkeme heyeti, sanık Yüksel Yağcı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. İbrahim Serhat Yağcı'nın ise imza şeklindeki adli kontrolünü kaldırdı. Heyet Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davaya katılmasına karar vererek, olaydan doğrudan zarar görmediği için eski eş Atay Tufan'ın katılma talebini ise reddetti. Heyet, Nazmiye Oruçoğlu'nun cep telefonuna ait 6 Eylül 2018'den geriye dönük 2 aylık görüşme kayıtlarının celbi için müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, Nazmiye Oruçoğlu'nun Adli Tıp Kurumu raporunda kaybolma tarihi 6 Eylül 2018 yazılması gerekirken, 4 Eylül 2018 şeklinde yazılmasının sehven olup olmadığı konusunda ise rapor istedi. Duruşma ertelendi.

İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 2018 yılında Nazmiye Oruçoğlu'na ait cesedin bulunması ardından açılan soruşturmada şüpheliler Yüksel Yağcı, İbrahim Serhat Yağcı ve Erhan Çetinkaya'nın "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor.

Görüntü dökümü:
--------------------
-Arşiv
03.10.2019 - 10.07 - Haber Kodu : 191003033

================

9- SAHTE SGK MÜFETTİŞLERİ POLİS EKİPLERİNE YAKALANDI

Çağatay KENARLI İSTANBUL, (DHA)
Bayrampaşa'da kendilerini SGK müfettişi olarak tanıtan 2 kişi esnafı dolandırdı. Şüpheliler aynı gün içerisinde bir kafede otururken polis tarafından yakalandı.
Olay, Bayrampaşa Yıldırım Mahallesi'nde 30 Ağustos'ta meydana geldi. İddiaya göre kendilerini Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi olarak tanıtan iki kişi esnafı çeşitli belgeleri eksik bahanesiyle dolandırıyordu. Dolandırıldığını anlayan esnafın durumu polis ekiplerine bildirmesi üzerine Bayrampaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri konuyla ilgili çalışma başlattı.
Bayrampaşa Asayiş Büro Amirliği ekipleri iş yerlerinin güvenlik kameralarından şüphelilerin kimliğini belirledi. Ekipler şüphelilerden 47 yaşındaki Necati A.'yı aynı gün Yıldırım Mahallesi'nde bulunan bir parkta bulunan kafede yakalayarak gözaltına aldı. Necati A.'nın üzerinde 'SGK Sosyal Güvenlik Konuları Halkla İlişkiler Gazetesi' yazılı bir kimlik kartı ele geçirildi. Diğer şüpheli Veli Y. (48) ise 14 Eylül'de Küçükçekmece ilçe Emniyet Müdürlüğünde görev yapan Çarşı ve Mahalle Bekçileri tarafından yapılan kontrollerde yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüphelilerden Necati A., sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, Veli Y. ise çıkartıldığı adliyede adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Şüphelilerin bir işyerine girmesi güvenlik kameralarına yansıdı.

Görüntü Dökümü
-------------
-(Güvenlik Kamerası)
-Şüphelilerin bir işyerine girmesi
-(Aktüel görüntüler)
-Necati A.'nın adliyeye sevk edilmesi
-Genel ve detaylar

10- BEYOĞLU'NDAKİ ÇÖKME TEHLİKESİ OLAN BİNANIN BULUNDUĞU SOKAK HALA KAPALI

Haber - Kamera: Semih ÇALIŞKAN - Harun UYANIK/İSTANBUL,(DHA)
Beyoğlu'nda çökme tehlikesi bulunan binanın bulunduğu sokağa girişler kapalı. Sabah saatlerinde iş yerlerine gelenler güvenlik nedeniyle sokakta bulunan dükkanlarına giremedi.
İstanbul'un Beyoğlu ilçesi Kuloğlu Mahallesi'nde bir bina çökme ihtimaline karşı dün mühürlenmişti. Binanın bulunduğu Ayhan Işık Sokak yaya trafiğine kapatılırken ekipler akşam saatlerinde kolonlarla binayı güçlendirme çalışması yaptı.

DÜKKANLAR AÇILMADI
Sokağın her iki girişinde de bariyerler bulunurken, polis ekipleri güvenlik nedeniyle kimsenin sokağa girişine izin vermiyor. İşletmelerini açmak için sabah saatlerinde sokağa gelen vatandaşlar bariyerlerin bulunduğu alana alınmadı. Polis ekipleri, bölgede çalışmaların devam edeceğini belirterek, sokağa girişlerin yasak olduğunu ifade etti. Dükkanlarını açmak için gelenler bir süre bekledikten sonra Ayhan Işık Sokak'tan ayrıldı.

"ECZANEMİZ İÇERİDE, İÇERİ GİREMİYORUZ"
Ayhan Işık sokakta eczanesi bulunan Mehmet Cankıymaz, "Eczanemiz içeride, içeri giremiyoruz. Arkadaşlar da izin verirlerse açacağız. İlaç alması gereken hastalar var, birkaç hastamız da bekliyor. Biz ne yapılacağını bilmiyoruz. Açıklama bekliyoruz. Dün biz içerideydik, birkaç arkadaşın kaçtığını gördük. Dışarı çıktığımızda parçaların yerde olduğunu gördük. Daha sonra polis arkadaşları ve belediyeden arkadaşlar gelince sokağı kapattılar. Dünden beri çalışıyorlar" dedi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Çökme tehlikesi olan binadan görüntüler
-Ayhan Işık Sokaktan görüntüler
-Açılmasına izin verilen eczaneden görüntüler
-Cankıymaz ile röp
-Muhabir anonsu (Semih Çalışkan)

11- CEM YILMAZ BİLETİ İLE DOLANDIRICILIK

Haber: Ümit UZUN/İSTANBUL(DHA)
İstanbul'da şirket çalışanı bir grup arkadaş, ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın gösterisine gitmek için bilet satın aldı. İş çıkışı gösteriyi izlemeye giden 9 arkadaş sahte bilet şoku yaşadı. Biletleri arkadaşı olan Uğur G.'den bin 500 liraya satın alan Sinem A., savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılık, konuyla ilgili soruşturma başlattı.

SAHTE BİLETLERİ E-MAİL YOLUYLA GÖNDERDİ
Özel bir şirkette çalışan Sinem A., arkadaşlarıyla birlikte Cem Yılmaz'ın gösterisini izlemek için bilet almak istedi. Biletlerin tükendiğini öğrenen Sinem A.'ya arkadaşı Uğur G. biletleri kendisinin ayarlayabileceğini söyledi. Daha sonra Uğur G., bin 500 lira karşılığında 9 bileti Sinem A.'ya e-mail yoluyla gönderdi.

BİLETLERİN SAHTE OLDUĞUNU KAPIDA ÖĞRENDİ
İş çıkışı arkadaşlarıyla gösteriye giden Sinem A., görevlinin biletlerin sahte olduğunu söylemesiyle şok oldu. Arkadaşı Uğur G. tarafından dolandırıldığını anlayan Sinem A. savcılığa başvurdu.

SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe vererek suç duyurusunda bulunan Sinem A., Uğur G.'nin bu yöntemle aynı iş yerinde çalışan bir kişiyi de 13 bin lira dolandırdığını söyledi. Sinem A. dilekçesinde, "Bizi dolandıran Uğur G.'den şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

Görüntü dökümü:
----------------
-Şüphelinin fotoğrafı
-Biletin fotoğrafı

03.10.2019 - 10.05 - Haber Kodu : 191003032


Popular Articles

Latest Articles